Mental sağlık ilaçları nelerdir?
İlaçlar, mental sağlık durum ve bozukluklarını tedavi etmede çok büyük bir rol oynar. Genelde psikoterapi ve beyin uyarıcı terapi gibi başka tedavi yöntemleriyle kombine olarak kullanılır. İlaçlar insanları farklı şekillerde etkileyebilir ve bir hastanın kendisine en uygun ve en az yan etki gösteren ilacı bulması zaman alabilir. Bu sebepten ötürü, her hastanın tedavi programını profesyonel bir sağlık uzmanıyla birlikte kendisine ve hastalığına en uygun programı hazırlaması için görüşmesi gerekir.
Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), bu konuda en güncel bilgi, uyarı ve onaylanmış ilaçlara dair duyuruların yapıldığı kurum olmakla beraber; MedlinePlus’da ilaç, bitki ve sağlık takviyeleri hakkında bilgi ve yan etkileriyle ilgili bilgiler içeren ziyaret edebileceğiniz başka bir site.
Bu yazı, sağlık ilaçları hakkında basit bilgiler içermekle beraber medikal kararlar alınırken bir kılavuz olarak kullanılmamalıdır. Lütfen medikal ilaç alımı yapma durumunuzu profesyonel bir sağlık uzmanıyla görüşmeyi unutmayın.
Antidepresanlar nelerdir?
Antidepresanlar, depresyon hastalığını tedavi etmek amacıyla kullanılan ilaçlardır. Bazı durumlarda, sağlık uzmanları anksiyete, ağrı ve uykusuzluk çeken hastalar için de antidepresanları reçetelendirebilir.
Sıklıkla reçetelendirilen bazı antidepresanlar şunlardır:
- Seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRIs)
- Serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörleri (SNRIs)
- Norepinefrin-dopamin geri alım inhibitörleri (NDRIs)
Bu ilaçlar, geniş depresyon ve anksiyete bozukluğu semptomlarına iyi gelmeleri nedeniyle sağlık uzmanları tarafından sıkça reçetelendirilir. Ayrıca eski antidepresanlara göre hastalarda daha az yan etki gösterirler. Öte yandan trisiklikler ve monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOIs) gibi eski antidepresanlar daha fazla yan etki gösteriyor olsalar da, bazı hastalar için en iyi opsiyonlar yine bu ilaçlar olabilir.
Antidepresanların vücutta çalışmaya başlaması genelde 4 ila 8 haftayı bulabilir. Bununla birlikte uyku, iştah ve konsantrasyon gibi diğer sorunlar hastanın modu yükselmeden kendini göstermeye başlayabilir. Bir ilacın sizin için doğru olup olmadığına karar vermeden önce o ilaca bir şans vermeniz önemlidir.
SSRIs antidepresanların yaygın yan etkileri ise mide rahatsızlığı, baş ağrısı ve bir takım cinsel bozukluklardır. Yan etkiler genelde aşırı düzeylere çıkmaz ve belirli bir zaman sonra kaybolmaya meyillidirler. Yan etkilere karşı aşırı duyarlı olan hastalar için ilaç tedavisine küçük dozlarla başlamak, günlük dozu çok yavaş bir şekilde artırmak ve hastanın ilacı nasıl ve ne zaman aldığını değiştirmek yardımcı olacaktır (örneğin, yatmadan önce ve tok karnına).
Esketamin, tedaviye dirençli depresyon hastalığına sahip olan hastalar için kullanılan FDA onaylı bir ilaçtır. Tedaviye dirençli depresyon tanısı, sağlık uzmanları tarafından bir hasta en az iki defa antidepresan tedavisine yanıt vermediğinde konulan bir tanıdır. Esketamin, bir sağlık uzmanı tarafından bir sağlık ofisi, klinik ya da hastanede burun spreyi olarak uygulanır. Genelde depresyon semptomlarını azaltmak için birkaç saat içinde çok hızlı bir şekilde devreye girer. İnsanlar genellikle semptomlarındaki azalmanın etkisini devam ettirebilmek amacıyla ağız yoluyla antidepresan kullanmaya devam ederler.
Antidepresanları, triptanlar (sıklıkla migren baş ağrılarını tedavi etmek için kullanılır) ve sarı kantaron (bir besin takviyesi) gibi diğer ilaçlar ve besin takviyeleriyle kombine etmek, nadir görülen ama ölümcül tehlikeye sahip olan serotonin sendromuna yol açabilir. Serotonin sendromunun semptomları arasında ajitasyon, kas seğirmesi, halüsinasyonlar (başkalarının görüp duymadığı şeyleri görüp duymak), yüksek ateş ve sıradışı kan basıncı değişimleri bulunmaktadır. Çoğu insan için bu derece yüksek tepkiler yaşanmasının ihtimali çok düşüktür. Buna rağmen, sağlık uzmanlarının bu ve bunun gibi durumlara hazırlıklı olup reçetelendirdikleri ortalamanın üstünde risk grubundaki ilaçların kombinasyonlarını ve ilaçların hasta üzerindeki etkilerini yakından incelemeleri gerekir.
Not: Bazı durumlarda, çocuklar, ergenler ve 25 yaşının altındaki genç yetişkinler antidepresan kullanımına başladıklarında ilk haftalarda veya bir dozaj değişikliği nedeniyle intihara meyilli düşünce ve hareketler sergileyebilirler. Yaş fark etmeksizin, antidepresan kullanan ve özellikle tedavinin ilk haftalarında olan bütün insanlar yakından gözlemlenmelidir.
Anksiyete karşıtı ilaçlar nelerdir?
Anksiyete karşıtı ilaçlar, panik atak ve aşırı korku ve endişe gibi anksiyete semptomlarını azaltmaya yardım etmek için kullanılır.
SSRIs ve SNRIs gibi depresyon tedavisinde etkili olan ilaçların çoğu anksiyete sorunları için de kullanılabilir. Yan etkilerinin az olması nedeniyle sağlık uzmanları genellikle panik bozukluğu ve sosyal anksiyete bozukluğu gibi bozukluklarda tedaviye bu ilaçlarla başlarlar.
Benzodiazepinler ve bazı diğer yaygın anksiyete karşıtı ilaçlar kısa dönemli anksiyete semptomlarını gidermek için kullanılır. Bu ilaçlar aynı zamanda bazen genel anksiyete bozukluğu için de kullanılmaktadır.
Sağlık uzmanları, aynı zamanda beta bloker ilaçları da reçetelendirebilirler. Örneğin, bir fobiye sahip olan bir hasta—bir objeye ya da duruma karşı hissedilen ezici ve sebepsiz korkular, örneğin örümcek ve toplum içinde konuşma fobileri—sıklıkla hızlı kalp ritmi artışı, terleme ve titreme gibi çok yoğun fiziksel semptomlar gösterebilirler. Beta blokerler bu semptomların kontrol edilmesine yardımcı olabilir.
Benzodiazepinler ve beta blokerler, kısa süreli ve ağır anksiyete semptomlarını azaltmak için oldukça yararlıdırlar. Fakat, benzodiazepinlerin uzun zaman aralıklarında kullanımı hastanın ilaç toleransının yükselmesine ve hatta ilaca bağımlı olmasına kadar götürebilir. Hastanın tedavi bittikten sonra ilaç için bir yoksunluk belirtisi göstermemesi ve anksiyete semptomlarının geri gelmemesi için, sağlık çalışanları benzodiazepinleri hastalara kısa zaman aralıklarında ve düşük dozlarla reçetelendirir. Beta blokerler astım ve diyabet hastalarına önerilmez, çünkü beta blokerler her iki hastalığın da durumunu kötüleştirebilir.
Buspiron, anksiyete bozukluğunu uzun zaman aralıklarında tedavi edebilen anksiyete karşıtı bir ilaçtır. Benzodiazepinlere kıyasla buspiron, tam etkisini gösterebilmek için 3 ila 4 haftaya ihtiyaç duyar ve acil anlamda gereken bir anksiyete tedavisi olarak kullanılamaz.
Uyarıcılar Nelerdir?
Sağlık uzmanları, uyarıcı ilaçları dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (ADHD) ve narkolepsi tedavisi için reçetelendirebilirler. Uyarıcılar, uyanıklık, dikkat ve enerji artırıcıdırlar ve ayrıca kan basıncı, kalp atış hızı ve nefes alış hızını artırabilirler.
Reçetelendirilmiş uyarıcılar, hastalığın tanısı fark etmeksizin çoğu insanda uyanıklık ve odak artışına sebep olur. Bu ilaçlar insanlar için belirgin bir şekilde odak ile alakalı ADHD gibi günlük işlevsellik sorunlarını çözebilirler. Çoğu insanda çocukken gösterdikleri ADHD ile bağlantılı motor hiperaktivite semptomları gençlik çağına ulaştıklarında sona erse de, ADHD’ye sahip olan insanlar dikkat bozukluğu ve yetişkinliğe odaklanma sorunları yaşayabilirler. Bu nedenle, uyarıcı ilaçlar yetişkinler için yardımcı olsa da, ADHD’ye sahip olan çocuklar ve ergenler için de kullanılabilir.
Uyarıcılar, sağlık uzmanlarının gözetimi altında ve reçetelendirildiği şekilde kullanıldıklarında güvenlidirler. Bazı çocuklar ilacı kullanırken normalden biraz daha farklı hissettiklerini bildirebilirler. Uyarıcıların yan etkileri çok küçük şeyler olmakla beraber küçük dozajlı kullanım esnasında görülmemiştir.
Bazı ebeveynlerin uyarıcıların bir takım yanlış kullanım veya bağımlılığa dönüşebileceğine dair inançları olsa da, bilimsel kanıtlar ilaçlar reçetelendirildiği düzeyde kullanıldığında bu tür kaygıların boşa olduğunu gösteriyor. Uyarıcı ilaçlarla tedavinin bazı diğer zorlukları ise uyku bölünmeleri ve yavaş gelişimdir ve bir sağlık uzmanı tarafından kolayca yönetilebilir.
Antipsikotikler Nelerdir?
Antipsikotik ilaçlar genellikle tipik olarak psikoz (gerçeklikle olan bağın kaybedilmesi durumu) tedavisi için kullanılırlar. Psikotik dönemler geçiren kişiler genelde sıklıkla sanrılar (yanlış inanışlar) ya da halüsinasyonlar tecrübe ederler. Psikoz, uyuşturucu madde kullanımına ya da şizofreni, bipolar bozukluk ya da ağır depresyon (psikotik depresyon olarak da bilinen) gibi mental bozukluklara bağlı olarak ortaya çıkabilir.
Sağlık uzmanları, antipsikotikleri bazı durumlarda başka ilaçlarla kombinasyon halinde olmak üzere; deliryum (bilinç kaybı), demans (bunama) veya genel olarak yaşlı yetişkinlerde meydana gelen sağlık sorunlarının semptomlarını rahatlatmak için de reçetelendirebilirler. FDA, bütün antipsikotik ilaçların kutularında siyah bir kutucuk şeklinde bu ilaçların demansa sahip olan yaşlı bireylerde kalp krizi ve ölüm risklerini artırdığına dair bir uyarı bulundurma zorunluluğu koyuyor.
Daha eski, ilk jenerasyon antipsikotik ilaçlar bazen tipik antipsikotik (ya da nöroleptik) olarak da anılabilirler. Tipik antipsikotik ilaçların uzun dönem kullanımı sonucunda tardif diskinezi adı verilen kaslarda kontrol edilemeyen hareketler gözlenebilir. Semptomlar hafif düzeyden ağır düzeye kadar erişebilir. Tardif diskineziye sahip olabileceğini düşünen hastalar, ilaç tedavisini bırakmadan önce sağlık uzmanlarına danışmalıdırlar.
Daha yeni, ikinci nesil ilaçlar ise genellikle atipik antipsikotikler olarak adlandırılırlar. Günümüzde birkaç atipik antipsikotik bulunmakta ve eski tipik antipsikotiklere kıyasla daha geniş bir semptom aralığını tedavi etmek için kullanmaktadırlar. Örneğin bir atipik psikotik ilaç, daha önce antidepresan tedavilerine yanıt vermemiş olan bipolar bozukluk veya depresyon hastalarını tedavi etmek için kullanılabilir. Sağlık uzmanları, atipik antipsikotik ilaç kullanan hastalardan düzenli olarak kilo, glukoz ve lipid seviyelerinin düzenli kontrolünü isteyebilir.
Ajitasyon ve halüsinasyonlar gibi bazı semptomlar tipik olarak antipsikotik ilaç kullanımına başlanmasından birkaç gün sonra kaybolur. Sanrılar gibi bazı diğer semptomlar ise genellikle birkaç hafta içinde kaybolur. Ancak antipsikotik ilaçlar kullanan bireyler genel itibariyle ilacın etkilerini 6 haftadan önce görmezler.
Eğer bir kişinin semptomları olağan antipsikotik ilaçlarla düzelmezse, kendisine klozapin adı verilen atipik bir antipsikotik ilaç reçete edilebilir. Klozapin kullanan kişilerin çok tehlikeli ve sadece bu ilacı kullanan kişilerin %1-2’sinde görülen çok tehlikeli bir yan etkiden korunabilmek için mecburi olarak sık bir şekilde kan testi vermeleri gerekir.
Ruh Hali Dengeleyicileri Nelerdir?
Ruh hali dengeleyicileri, tipik olarak bipolar bozukluk ve ruh hali değişimleriyle ilgili olan mental bozuklukların tedavilerinde kullanılırlar. Bazı durumlarda, sağlık uzmanları ruh hali dengeleyicilerini depresyon tedavisinde kullanılan diğer ilaçların etkilerini artırmak için reçetelendirebilirler.
Lityum, efektif bir ruh hali dengeleyicisi, mani ve bipolar bozukluğun tedavileri için onaylanmış bir tedavi yöntemidir. Bazı araştırmalar, uzun süre boyunca semptomların azaltılmış halini sürdürmek için kullanıldığında insanlarda intihar riskini azalttığını gözlemledi. Sağlık uzmanları genellikle lityum kullanan kişilerin lityum seviyelerini ve böbrek ve tiroid fonksiyonlarını gözlem altında tutarlar.
Ruh hali dengeleyiciler aynı zamanda depresyon tedavileri (genellikle antidepresanlarla birlikte), şizoaffektif bozukluklar, dürtü kontrol bozuklukları ve çocuklarda görülen bazı mental hastalıkların tedavilerinde de kullanılabilir. Sağlık uzmanları, bipolar depresyona sahip olan kişiler için tipik olarak ruh hali dengeleyicileri ve antidepresanları bozukluğun maniye dönüşmemesi için birlikte reçeteler (hızlı döngü olarak da bilinir).
Bazı antikonvülsan ilaçlar, ruh hali dengeleyicileri olarak kullanılabilirler. Üstelik bazı kişilerde bulunan ve daha karışık semptomları olan mani ve depresyon ya da hızlı döngü bipolar bozukluğa sahip olan kişilerin tedavisinde lityumdan daha yararlı olabilirler. Sağlık uzmanları genel olarak antikonvülsan kullanan kişilere sürekli bir şekilde ilaç seviyelerinin ve yan etkilerin teşhis edilebilmesi ve başka yaygın ilaçların potansiyel kullanımlarına dair verilerin alınabilmesi için kontrollere tabi tutar.
Belirli Kesimlerden İnsanlar Mental Sağlık İlaçları Kullanmadan Önce Neleri Gözden Geçirmelidirler?
Bütün insanlar mental sağlık ilaçlarını kullanabilirler, fakat belirli gruplardaki insanların özel ihtiyaçları ve göz önünde bulundurmaları gereken bazı durumlar vardır.
Çocuklar ve Gençler
Mental bozuklukları tedavi etmek amacıyla kullanılan birçok ilaç, çocuk ve gençler üzerinde kullanmak için de güvenlidir. Ancak, çocukların göstereceği yan etkilerin yetişkinlerinkinden daha farklı olabileceği ve bazı ilaçların daha genç yaştaki kişilerin kullanımı sonucunda ortaya çıkabilecek olası yan etkilerin paylaşıldığı bir FDA uyarısı içerdiği unutulmamalıdır.
Bazı durumlarda, sağlık çalışanları bir çocuğun semptomlarını tedavi edebilmek için, ilaç bu spesifik mental bozukluk ya da belirli bir yaş altındaki kişilerin kullanabilmesi için henüz onaylamamış olsa da, kullanım dışı temeliyle FDA onaylı ilaçlar reçetelendirebilirler. Mental bozukluklar konusunda yetişkinler üzerinde çocuklara kıyasla daha fazla çalışma bulunsa da, ilaç tedavisinin çocuklar için de yardımcı olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır. Kullanım dışı temeliyle ilaç kullanan çocuk ve ergenlerin denetim altında tutulması çok önemlidir.
Bir sağlık uzmanı, ilaç tedavisine başvurmadan önce psikoterapi gibi adımlara başvurmayı, sonrasında gerek varsa ilaç tedavisine başvurma yolunu kullanabilir. Başka durumlarda ise, bir sağlık uzmanı ilaç tedavisi dışındaki yollarla ilaç tedavisinin kombinasyonunu da önerebilir.
Yaşlı Yetişkinler
65 yaş üstü kişiler, ilaç kullanımlarında özen göstermeli ve özellikle birden fazla ilaç kullanıyorlarsa ekstra özen göstermelidirler. Yaşlı yetişkinler, genel itibariyle ilaçlara karşı daha hassas ve tehlikeye daha açık olurlar. Sağlıklı yaşlı yetişkinler bile ilaç tedavisine genç yetişkinlerin verdiği tepkilerden farklı tepkiler verirler. Bunun sebebi ise ilaçların yaşlı yetişkinlerin vücutlarında etkileşim ve kaybolma süreçlerinin genç yetişkinlere kıyasla daha yavaş gerçekleşmesidir.
Bir ilaç tedavisine başlamadan önce, yaşlı yetişkinler ve aile üyeleri sağlık uzmanıyla ilaç tedavisinin hasta üzerinde oluşturacağı, fiziksel ve mental fonksiyonlarına yapacağı etkileri konuşmalıdırlar. Sağlık uzmanı aynı zamanda tedavi sürecini kolaylaştırmak ve yaşlı yetişkinin doğru ilacı doğru dozajda alması için daha kolay bir tedavi planı da izleyebilir.
Hamile Olan veya Olma İhtimali Olan Kişiler
Araştırmacılar hala hamilelik esnasında mental sağlık ilaçlarının kullanımı konusunda araştırmalarını sürdürüyorlar. Hamilelik esnasında ilaç kullanmanın barındırdığı risk, hangi tür ilacın kullanıldığı ve kişinin hamileliğin hangi evresinde olmasına bağlıdır. Hamilelik esnasında kullanılan hiçbir ilaç evrensel olarak güvenli olarak kabul edilmese de, tedavi edilmemiş olan mental sağlık bozukluklarıysa hamile kişi ve gelişen fetus açısından da önemli riskler barındırır.
Hamile kişiler, kendi özel ihtiyaç ve durumlarını karşılayan kişiselleştirilmiş bir tedavi planı geliştirmek için bir sağlık uzmanıyla çalışmalıdır. Elde bulunan tedavi opsiyonlarının fayda ve zararlarının tartılması, psikoterapiler, ilaç kullanımları, beyin uyarma terapileri veya bunların kombinasyonlarından oluşan tedaviler için çok önemlidir. Sağlık uzmanları kişinin fiziksel ve mental sağlık durumunu hamilelik süresi boyunca ve doğum sonrasında dahi denetim altında tutup, olası perinatal (doğum öncesi) veya doğum sonrası depresyon belirtilerini takip etmelidir.
Hamilelik esnasında alınan benzodiazepinler, ruh hali dengeleyicileri ve antipsikotik ilaçlar gibi ilaçlar doğumlarda yaşanan sorunlarla bağdaştırılmıştır. Fakat risk faktörü çok geniş bir yelpazeye sahiptir ve spesifik olarak kullanılan ilaca bağlıdır.
Antidepresanlar ve özellikle SSRIs genel anlamda hamilelik döneminde kullanım açısından güvenli olarak sayılmaktadır. Antidepresanlar plasentayı aşıp fetüse ulaşabilseler de, doğum esnasında yaşanabilecek olan kusurlar ve diğer problemlerin yaşanma ihtimali oldukça düşüktür. Bazı araştırmalar, yenidoğanlarda üçüncü trimesterde (üç aylık dönem) SSRI maruziyetiyle solunum problemleri de dahil olmak üzere bazı semptomlar arasında bir ilişki bulmuştur. Ancak, FDA bu bağlantının yapılabilmesi için yeterli delil bulunmadığını bildirmekle beraber, sağlık uzmanlarının hamilelik sürecindeki kişilerin tedavilerini kişilerin kendi ihtiyaçlarına göre yapmalarını tavsiye ediyor.
Doğum Sonrası Kişiler (Postpartum)
Araştırmacılar, aynı zamanda hamileliğin ardından veya doğum sonrası gelişen mental bozukluklara yardım edebilmek için çalışmalarına devam ediyor. Bu araştırmaların çoğu çok yaygın olarak görülen postpartum depresyon üzerine yöneltilmiş durumda.
FDA, spesifik olarak ağır seviyelere ulaşmış postpartum depresyon tedavisi için iki ilacı onayladı. İlk ilaç brexanolone olarak bilinen ve bir sağlık uzmanı tarafından kısa bir hastane ziyaretiyle damar yoluyla alınan bir ilaçken, ikinci ilaç olan zuranolone ise ağız yoluyla hap halinde alınan bir ilaçtır. Klinik çalışmalarda, iki ilacın da postpartum depresyon semptomlarında azalmaya geleneksel antidepresanlardan daha fazla yardımcı olduğu belirtildi.
Postpartum depresyon olan kişiler, kendilerine özgü ebeveynsel sağlık ve hali hazırda bulunan semptomların esas alındığı bir tedavi yöntemi için bir sağlık uzmanıyla çalışmalıdır. Hamilelik süresince yaşanan mental bozukluklar gibi, bütün tedavi opsiyonlarının getirdikleri yarar ve zarar dengelerine çok dikkat edilmeli. Ayrıca kişinin fiziksel ve mental sağlığı düzenli bir şekilde denetim altında tutulmalıdır.
Mental Sağlık İlaçları Hakkında Neler Bilmeliyim?
Kişiler farklı ilaç tedavilerine farklı yanıtlar verebilirler, ve kişi için en uygun olan ilaç veya ilaç kombinasyonunu veya dozajını yakalayabilmek birkaç denemeye ihtiyaç duyulabilir. Bazı durumlarda bazı insanlar, kendilerine bir süre yardım eden ilaçların etkisinin ani bir şekilde kaybolup semptomların yeniden belirmesine şahit olabilir. Bazı durumlarda ise ilaçların devreye girmesi biraz zaman alabilir. Bunun içinse reçetelenen zamana sadık kalıp ilaç tedavisine devam etmek gerekir.
İnsanlar reçetelendirildikleri ilaçları yeniden iyi hissetmeye başlamalarına rağmen sağlık uzmanının yardımı olmadan bırakmamalıdırlar. Sağlık uzmanı, ilaçların dozunu yavaş ve güvenli bir şekilde azaltabilir. Vücudun ihtiyaç duyduğu zamanı ona tanımak yeni duruma alışabilmesi için çok önemlidir. İlacı erkenden bırakmak, rahatsız edici veya zarar verici yan etkilere sebep olabilir.
Eğer reçetelendirilmiş bir ilacınız varsa:
- Sağlık uzmanınızı kullandığınız herhangi başka ilaç, vitamin ve besin takviyelerinden haberdar edin.
- Sağlık uzmanınızı sahip olduğunuz herhangi bir alerjik reaksiyonla ve geçmiş ilaç tedavileriyle ilgili yaşadığınız problemlerle ilgili bilgilendirin.
- İlacı kullanmaya başlamadan önce nasıl kullanıldığını bildiğinizden emin olun ve ilaçları belirtildiği üzere alın.
- Sağlık uzmanınızla oluşabilecek olası yan etkilerle ilgili ve bu ilaçla ilgili neler ummanız gerektiğini konuşun.
- Başka bir kişi için reçetelendirilmiş olan bir ilacı kullanmayın. Sizin için reçetelendirilmiş olan bir ilacı başka kimseye vermeyin.
- Eğer ilacınızla ilgili bir sorun varsa veya ilacın size faydasından çok zararının olduğuna kanaat getirdiyseniz sağlık uzmanınızla iletişime geçin. Sağlık uzmanınız sorunu bulmak için sizinle birlikte çalışacaktır ve bu sayede sağlık uzmanınız geleceğe dönük tedavi yöntemlerini kararlaştırabilir.
Kaynak:
Mental Health Medications – National Institute of Mental Health
https://www.nimh.nih.gov/health/topics/mental-health-medications
Be First to Comment